Değerli kardeşimiz,

Prensip olarak, dinî veya dünyevî zarara uğramamıza sebep olan işleri değiştirmek esastır. Allah’ın rızk kapısı sadece bir yere odaklı değildir. Bu açıdan korkmamak gerekir.

Ancak, sizin işaret ettiğiniz şekilde başka iş yapmakta zorlanıyorsanız, bu işe devam edebilirsiniz. Fakat, dünya-ahiret dengesini her zaman korumak gerekir. Bu da uyanık kafayla olur. İş esnasında gösterdiğimiz performansı, ibadet esnasında da göstermek zorundayız. Yoksa, dengeyi ahiretin aleyhine bozmuş olacağız.

Bir şeye odaklanmak, o işe olan ihtiyacımızı hissetme derecesiyle doğru orantılıdır. Öyleyse, dünyevî menfaatimiz için bilgisayar başında ne kadar konsantre oluyorsak, uhrevî menfaatimiz için de, namazımızda -en az- o kadar konsantre olmak zorundayız. Bunun tek yolu, namaza başlamadan yarım saat kadar önce, işten sıyrılıp, cennete, ahirete, her şeyimizle kendisine medyun-u şükran olduğumuz Rabbimize odaklanmamız gerekir. “Acaba yarım saatte dünya kazançlarımızdan bir noksanlık gelir mi?” diye düşünmemeliyiz. Çünkü, “Biri veren bini kazanan zarar etmez.”

Son olarak şunu diyebiliriz ki, halis bir niyetle yapılan dünyevî işler de ibadet hükmüne geçer. Bu bakımdan önce Allah’a karşı niyetimizde çok samimî olmaya gayret edelim. Ahirete iman etmiş bir kimsenin dünyayı ahirete, cennete tercih etmesi geçici bir cinnet göstergesidir. Bu gibi manaları ara sıra nefsimize telkin edelim ki şok etkisi yapsın.

Allah cümlemizi sırat-ı müstakimden ayırmasın…

İlave bilgiler için tıklayınız:

– Çalışma hayatında ibadetlerin yeri

– İnsan niçin yaratılmıştır? Gayesi ve hedefi ne olmalıdır?  

– İbadete İhtiyacı Olan Biziz.

Selam ve dua ile…
Sorularla İslamiyet