Değerli kardeşimiz,

Genel olarak haramın işlendiği yerden uzak kalmak gerekir. Böyle bir davete, uygun bir üslup ile, katılmanın İslâm açısından sakıncalı olduğunu ifade edip gitmemek gerekir. Zira haram işlenen bir masada oturmak caiz olmaz.

Bu nedenle bir zaruret ve mecburiyet bulunmadıkça Müslümanlar, içki içilen, domuz eti yenilen yerlerde oturmazlar, içki içenlerle, domuz eti yiyenlerle aynı mekanı paylaşmazlar, onları terk ederek tepkilerini gösterirler.

Çünkü “Allah’a ve ahiret gününe inanan asla içki içilen sofrada oturmasın!”(Ahmed b. Hanbel, 1/20) hadis-i şerifinde ifade edildiği gibi,  içi sorasında bir Müslümanın oturması caiz lmaz.

Ayrıca, İslam’a göre, bir münkeri / İslam dininde yasak olan bir şeyi gören kimsenin, onu eliyle defetmesi, şayet bu elinden gelmiyorsa, diliyle bunun kötü bir şey olduğunu söylemesi, buna da gücü yetmiyorsa, hiç olmazsa kalbinden ona karşı bir antipati duyması gerekir. (bk. Müslim, İman 78)

İslam alimlerine göre, kötü işlere elle / güçle müdahale etmek devletin işidir. Dil ile nasihat etmek âlimlerin işidir. Kalp ile antipati duymak herkesin işidir. Genellikle halkın / bizlerin en çok karşılaştığı söz konusu antipatik olan ortamlarda kalmak mecburiyeti ortaya çıkarsa, oralarda bulunmaktan dolayı -inşallah- bir günah olmaz.

Eğer bir zorunluluk ve mecburiyet sonucu olarak bulunduğunuz o ortamda, -söz gelimi domuz etinin yendiği masada- bize düşen görev, bir haramın işlendiğini görmekten dolayı vicdanımızda bir tiksinti ve hoşnutsuzluğu duymak ve orada istemeyerek oturduğumuzun farkında olmaktır.

Selam ve dua ile…
Sorularla İslamiyet