Değerli kardeşimiz,

Hz. Peygamber (asm) Efendimiz, eş seçiminde temel motivasyonun dindarlık olması gerektiğini belirtmektedir (bk. Buhari, Nikah, 15; Müslim, Rada, 53)

Dindarlık sözlükte, “dinin yapılmasını emrettiklerini yapma, yasakladıklarından kaçınma hâli” olarak tarif edilmekle birlikte, genel anlamda şöyle tanımlanabilir;

“Kişinin sağlam bir inançla Allah’ın emirlerine uyması ve yasaklarından kaçınması, canlı ve cansız varlıklara karşı sevgi, saygı ve bağlılık şuuru içerisinde bulunma hâlidir.”

Dindarlığın öne çıkması, sağlam bir aile temelinin oluşturulması ve sağlıklı nesiller yetiştirilmesinin yanında hem dünya hem de ahiret saadetinin elde edilmesine vesile olmasındandır.

“Hayırlı kişinin belirlenmesi” sicil amirine göredir. Dünyanın hiçbir yerinde memurlar kendi sicilini doldurmazlar. Her kurumun sicil amiri kimse sicili o doldurur. İnsanların sicil amiri Allah’tır.

Bizler bire memuruz. Allah sicilleri doldururken, elbette adalet ölçüsünü esas alır.

Adalet mefhumu ise, memurların keyiflerine göre değil, Allah’ın insanlık camiasında icra ettiği hükümlerdir. Hükümlerinin muhtevası ise, dinin emir ve yasaklarıdır. Bunlara uymak kişiyi takva sahibi/Allah’a karşı saygılı bir kul haline getirir.

Amiyane bir ifadeyle: Günah işleyen, hayır işleyen kimse gibi olamaz. Namaz kılan kimse ile kılmayan bir olmaz.

İleride ne olur, kişilerin akıbeti hayır olur mu olmaz mı, bunu ancak Allah bilir. Fakat şimdiki hâlde hırsız olan olmayandan kötüdür. İçki içen içmeyenden kötüdür. Oruç tutan tutmayandan iyidir. Vessellam…

Selam ve dua ile…
Sorularla İslamiyet