Değerli kardeşimiz,

Bu dönemde hissettiğiniz endişeli ve kaygılı olmanız anlaşılabilir bir durumdur. Çünkü üniversiteye hazırlanma süreci hem öğrenciler hem de veliler için oldukça kaygılı bir dönem olduğundan, zaman zaman kişiler manevi sorumlulukları ile sınava hazırlanma sorumluluğu arasında denge kurmakta zorlanabiliyor.

Bunun temel iki nedeni var:

Birinci ve en önemli nedeni sürekli ders çalışmak gerektiğini düşünmektir.

Oysaki ne kadar çok çalışmak gerekirse gereksin, bu süreçte aynı zamanda da dinlenmeye, nefes almaya ihtiyaç vardır. Çünkü sürekli çalışmak, beyin üzerinde baskı oluşturur ve verimliliği azaltır, beynin yorulmasına ve dikkat kaybına yol açar. Düzenli molalar, beynin dinlenmesine ve bilgileri daha verimli işlemesine yardımcı olur. Mola sırasında zihin boşalır, böylece daha verimli çalışılabilir. Bunun yanında uzun süre boyunca kesintisiz çalışmak, stres seviyesini artırır. Mola vermek, stresin azalmasına yardımcı olur ve ruhsal sağlığı iyileştirir. Mola sırasında biraz rahatlamak, bedenin ve zihnin gevşemesini sağlar.

Daha da önemlisi beyin, öğrenilen bilgileri daha iyi hatırlamak ve işlemlemek için zaman zaman dinlenmeye ihtiyaç duyar. Molalar, beynin öğrendiği bilgileri uzun süreli hafızaya aktarmasına yardımcı olabilir.

İşte zaman yönetimini iyi yaptığınız zaman, mola saatleri namaz ibadetiniz ve diğer ihtiyaçlarınız için fazlasıyla kafi gelecektir. Bundan dolayı korkmanıza gerek yoktur.

Unutmayın gerçi ibadetleri Allah emrettiği için yaparız, ama bunun yanında namaz gibi ibadetler ayrıca, özellikle zor zamanlarda moral ve huzur kaynağımızdır. Çünkü namaz, bir insanın ruhunu dinlendirir ve Allah’a yakınlaşmasını sağlar. Üniversiteye hazırlık sürecindeki stres, bu ibadetler sayesinde hafifler. Bediüzzaman Hazretleri bu konuda namazın faydalarını şöyle anlatır:

“İbadetin çendan zahiri bir ağırlığı var. Fakat manasında öyle bir rahatlık ve hafiflik var ki, tarif edilmez. Çünkü abid namazında der: Eşhedü en lâ ilâhe illâllah. Yani: Hâlık ve Rezzak O’ndan başka yoktur. Zarar ve menfaat O’nun elindedir. O hem Hakim’dir, abes iş yapmaz; hem Rahîm’dir, ihsanı, merhameti çoktur, diye itikad ettiğinden, her şeyde bir hazine-i rahmet kapısını bulur, dua ile çalar.

Hem her şeyi kendi Rabbisinin emrine musahhar görür. Rabbisine iltica eder, tevekkül ile istinad edip her musibete karşı tahassun eder. İmanı ona bir emniyet-i tâmme verir.” (Sözler, 3. Söz)

İkinci nedeni ise, namazın hayatımızdaki anlamını çok iyi kavrayamadığımızdır. Sanki asıl görevimiz dünyevi işlerdir de namaz olursa olur, olmazsa da olmazdır şeklindeki anlayışımızdır.

Oysaki namaz İslam’ın beş şartından birisi olup hayattaki en öncelikli görevimizdir. Yani yapmamız gereken sorumluluklar içinde en önde gelenlerdendir.

Namaza böyle bakarsak, hem ona zaman ayırmak daha kolay olur hem de Cenab-ı Hak samimi niyetimizden dolayı namaz kılma konusunda bize kolaylıklar ihsan eder.

Korkmayın, namaz, sizi zayıflatmaz, aksine güçlendirir. Bu dönemde Allah’a dua etmek, sabır ve yardım dilemek de siz çok rahatlatılacaktır. Her şeyin hayırlısı olur, yeter ki gönlün huzurlu ve doğru yolda olsun.

Selam ve dua ile…
Sorularla İslamiyet