Değerli kardeşimiz,

Öncelikle ifade edelim ki, Allah olacağa göre bilir. Bu nedenle Allah, kullarının iradelerini nereye ve nasıl kullanacaklarını bildiği için ilminde bir değişme olmaz. Örneğin “Şunları yapanı cennetime alırım.” demişse, onları yapmayan kişi cennete girmeyecek demektir. Bu kulunun iradesiyle yapmayacağını bildiği için de o kişinin cehenneme gideceğini de bilir.

İşte Kurz konusu da böyledir.

Cevap 1:

“Müsevvimin” kelimesi nişanlanmak manasına gelir.

Bu kelime hem ism-i fail hem ism-i meful şeklinde okunmuştur.

Müsevvemin kıraatine göre söz konusu melekler “Düşmanın üzerine yürümeleri için Allah tarafından gönderilen melekler.” manasına gelir.

Müsevvimin kıraatine göre ise, manası: “Melekler bindikleri atlarını düşmanın üzerine yürüttüler.” demektir. (bk. Razi, İbn Kesir, Âl-i İmran:125. ayetin tefsiri)

Rivayete göre Bedir günü Peygamber Efendimiz (asm) ashabına “Melekler nişanlandılar / kendilerine belli alametler taktılar, siz de öyle yapın.” diye buyurmuştur. Tefsirlerde kaynağı verilmeden zikredilen bu bilginin doğruluğu hakkında hadis kaynaklarında da bir bilgiye rastlayamadık.

İbn Abbas’ın bildirdiğine göre, melekler başlarına sarı sarıklar; atlarının alınlarına ve kulaklarına da beyaz yünden yapılmış alametler taktılar. Belli başlı sahabilerin de taktıkları nişanları vardı. (bk. Razi, İbn Kesir, a.y.)

Bu son rivayet zayıftır. (bk. Mecmau’z-Zevaid, 6/327)

Cevap 2:

Kürz b. Cabir el-Muharibi, güçlü bir kabile reisidir. Bedir günü zaten zayıf olan Müslümanlara karşı, müşriklere yardım edeceği haberi her tarafa yayıldığı için Müslümanlar bundan tedirgin oldular… Sonra Kürz yardıma gelmedi, Meleklerden de 5.000 değil 1.000 tane gönderildi. (bk. Suyutî, ed-Dürrü’l-mensur, 2/308)

– Kuran’da Allah insanlara hitap ediyor. Üslubu ise çok beliğdir. Belagat ise, muhatabın aklına, kalbine, ruhuna hissiyatına uygun bir ifade tarzıdır. Burada Müslümanların güçlendirilmesi hedeflenmiştir.

Bu moral takviyesi, şöyle bir pozitif psikolojiye göre tedavi etmiştir:

Her şeyden önce onların Allah’a güvenmeleri, ona tevekkül etmeleriyle ona karşı takvalı / saygılı olduklarını göstermelidir. Karşılarına kim çıkarsa çıksın onların arkasında yenilmez güce sahip Allah vardır. Bu imanla dayanak noktasını gören Müslümanlar sadece Allah’tan korkup ona güvenirler. Aynı zamanda Müslümanların,  Hakîm olan Allah sebepler dairesinde olması gereken bir direnç kazanmak için sabır kuvvetinden istifade etmeleri gerekir. Bu gibi takviyeler, Allah canibini değil, insan yanını tahlil etmektedir. Bir tabip, hastaya bakarken, kendi donanımlarını değil, hastanın tedaviye muhtaç taraflarını ön plana çıkarmaya çalışır.

Sanırız konu anlaşılmıştır.

– Bedir savaşında kaç melek gönderilmiştir?

Selam ve dua ile…
Sorularla İslamiyet